Hollywood bir kelime. İlginç bir kelime, çünkü putperestlerden gelmektedir. Hollywood, Kutsal Tahta demektir. Pagan büyücülüğünde kullanılan sihirbaz değnekleri bu tahtadan yapılırdı. Bu değneklerle büyücünün insanları transa sokup kontrol edebileceğine inanılırdı.
Bu simgeseldir. Ancak gerçekte, Hollywood’un yaptıklarının bir bölümünün insanları transa sokmak olduğunu anlamak önemlidir. Amerika’ da ona rüya makinesi derler. İnsanlar için kendi hayallerini kurar ve onları o duruma sokar.
İlginçtir ki, başka şeylerin yanı sıra Sinema salonlarında, insanların Televizyon izlediği karanlık odalar bir trans hali oluşturmaktadır. Buna inançsızlığın duraklatıldığı hal denmektedir. Kuşkunuzu duraklattığımız, için hayal olduğunu bilmenize rağmen inanmaya başladığınız bir hale girersiniz.
Bu YALANDIR. Filmler büyüdür. Sadece büyüdür. Gidip bunları izlersiniz. Kimi insanlarda bunun etkisi altında kalır. İnsanlar filmlerde ağlarlar. Bu hallerde hep bir katarsis olur. Bir çoğu film’de, ki bu kontrol mekanizmasında önemli bir öğedir, insanların belirli şekillerde katarsis, temizlenme deneyimleri yaşamasına izin verilmektedir.
Aristo, trajedinin yaşanması için gerekli öğelerden birinin bir temizlenme deneyimini oluşturmanın olduğunu söylemektedir. Bu yüzden filmlerin çoğu ve haberler gibi şeyler bu kültürde çok önemlidir. Haber izleyen herkes, başkalarının trajedisini izledikten sonra kendilerini bu durağanlık durumundaki hayali refah deneyimlerinde, güvende ve rahat hissederek trajik, ve katarik bir deneyim yaşarlar.
Bu oldukça karışık bir yöntemdir. Bence, ciddi bir emek sarf edilmesine rağmen, aynı dünya görüşüne sahip birçok insanın beraberce çalışmaması büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Anlamlısınız. Hollywood daha fazla ( kızıl kadın’ı simgeleyen ) Marilyn Monroe’lar üretmek zorunda.
Sizi rüyada tutup, daha heyecanlı dünyevi hayaller elde etmeye hayatınızı adamanız için. Hollywood tanrısını yüceltmeyi çok sevmektedir. En basit ve halen televizyonlarda sıkça oynatılan Kutsal Hazine, Çocuk çizgi film’i olan Yugi-Oh, Walt Disney’in nerede ise bütün yapımlarında.
Bir filmde diyalog aynen böyle geçmektedir. Çocuk dedesinin kütüphanesine girer ve uzak durması gerektiği söylenen kitabı alır ve kitabı almak için çıktığı merdivenlerden inerken,
—Dede!
Buraya çıkmamalıydın, buna bakmamalıydın.
—Sadece öğrenmek istiyorum.
Yaşın geldi demek ki hikâye’yi öğrenmelisin. Tamam, işte başlıyoruz.
1832 yılında bunun gibi bir gecede ( o anki sahnede dışarıda şimşek çakıp yağmur yağmaktadır. ) Charles Carroll bağımsızlık ilanını imzalayıp canlı kalanların sonuncusuydu. Aynı zamanda Masonlar adlı bir gizli örgütün üyesiydi ve öleceğini biliyordu. Gece yarısında seyis yamağını uyandırdı ve onu Beyaz Saray’a götürmesini ve Andrew Jackson’ı görmesi gerektiğini söyledi. Çünkü başkan’la konuşmasının aciliyeti vardı.
—Onunla konuştu mu?
Hayır. Fırsatı olmadı. O gece başkan orada değildi. Charles Carroll’ın bir sırrı vardı. Sırrını paylaşabileceği tek kişiye söyledi. Dedemin dedesine Thomas Gates. ( Nesilden nesile aktarılan sırlar. )
-Sır neydi?
Bir hazine Hayaller ötesi bir hazine ( Milli hazine ne o zaman? Tampliye şovalyeleri’nin Süleyman’ın tapınağının gizli bir bölmesinde buldukları ‘’ Hazine idi ‘’ bu filmlerde gösterildiği gibi altın ve mücevherlerin aksine Tampliye Şovalyelerinin bulduğu büyü ve şeytana tapınmanın gizli ve mistik sanatını anlatan bir kitaptı. ) O zamandan beri dünyayı kontrol ediyorlar.
Efendileri Şeytan’ın olması için uğraştığı Yeni Dünya Düzenini ilerlettiler.
Hollywood her zaman Masonların görünüşünü, izleyicileri sanki iyi takım onlarmış gibi göstererek temizlemeye çalışır.
Hollywood başka nede ilerlemiştir.? ( Kendilerine karşı çıkan toplulukları kötülemede )
Bu Röportaj; Dr. Jack Shaheen ile yapılmıştır.( Reel Bad Arabs kitabının yazarı )
Araplar, Hollywood tarihinin en çok iftiraya uğramış topluluğudur. ‘’ Untermenschen ‘’, Nazilerin Çingeneleri ve Yahudileri kötülediği gibi. Bu görüntüler yüzyıldan fazladır bizimledir.
Gerçek Kötü Araplar ( Hollywood bir toplumu nasıl kötüler. ) 30 senedir biz yapımcılarının Arapları nasıl beyaz perdeye nasıl yansıttığını inceledim. Son kitabım Gerçek Kötü Araplar ( Hollywood bir toplumu nasıl kötüler. ) binden fazla film inceledim; Hollywood’un en karışık günlerinden günümüz, kapalı gişe filmlerine kadar. Çoğumuzun görmemeye çalıştığı şeyleri göz önüne çıkartmaya çalıştım
Tehlikeli bir biçimde tekrarlanan ‘’Nefret dolu Arap‘’ basmakalıbını. Bütün bir toplumun insaniyetini elinden alan basmakalıplar. Kültürümüzün her yönü Arapları kötü göstermektedir. Bu kesinlikle var hiçbir yerde sapmaz. Birkaç tane hazır görüntüyü alıp ardı ardına tekrar ettik. Paduka Kentucky ya da Wood River İllinois’da yaşasak bile aynı şeyi biliyoruz. Mitolojiyi biliyoruz. Hollywood’un görüntülerinden oluşan Arap Mitolojisini.
Arap Ülkesi Mitleri. Geçen senenin Arap ülkesi bu günün arap ülkesi. Arap tek boyutlu bir karikatürdür. Film yapımcılarının kullandığı çizgi film siluetleri, demirbaş kötü adamı ya da komedi unsurudur. Arapları filmlerde ucuz kahkahalar için kullanılan palyaçolar olarak ardı ardına görüyoruz.
Joey Heatherton’ ın ‘’ Mutlu Fahişe Washington’da ‘’ (Her gece sünnetli köpeklerle ağza alınmayacak şeyler yaptım. Film’de bir diyalog. ) filminde görürsünüz. ‘’ Mutlu Fahişe Washington’da ‘’ film’i 1977 yapımıdır.
Basmakalıp çok yayıldığı için, artık insanların fark edemediği bir hal aldı. Bunun sebeb’i bu görüntülerle büyümemizdir. Sadece televizyona bir bakın. Artık ‘’O taraftaki‘’ Arap teröristlerin dışında ‘’bu taraftaki‘’ Araplar da terörist. ShowTime’ın yaptığı Sleeper Cell var. (2005 yapımıdır. ) Bunda kötü bir İslami topluluk ağı Amerika sokaklarında çalışmaktadır. Herhangi evsiz bir adam bu ağın parçası olabilir.
Batılı gözüken Araplar bile bu Amerikan karşıtı komplonun parçası olabilir. Sleeper Cell film’inden bir diyalog. Amerika ile savaş halindeyiz. O kadar. ( Filmde bu diyalogu geçen kişinin Müslüman bir teröristi canlandıran İsrail’li olduğu bilinsin. ) Bu savaş yeterince Amerikalıyı korkuttu, güvensizlik ve terör ile yaşantılarını, değiştirmeye telkin ederek kazanacağız. Bu dersi vermenin en iyi yolu yaşadıkları, çalıştıkları, eğlendikleri ve gittikleri yerlere saldırmaktır.
Unutmayın bu paranoya oldukça derindir. Masum Araplar öldürüldüğünde, bombalandığında, sakatlandığında, yaralandıklarında, Abu Ghraib gibi yerlerde işkence gördüklerinde, merhamet hissetmememiz ya da daha kötüsü şaka yapmamız şaşırtıcı mı?
‘’ Kuru Kafalar ve Kemikler ‘’ üyelik ayinlerinden farksız bir şey bu ve biz insanların, hayatını bununla rezil ediyoruz. Bunu Amerikan askerleri ile yapıyoruz.
Hiç duygu patlaması diye bir şey duydunuz mu? Hiç rahatlama diye bir şey duydunuz mu?
Evet, yani bir kardeşlik birliği şakası gibi. O tip bir eğlence gibi. Ama asıl konu herkes bunun—Onları umursamıyorsun. El-Kaide ve Saddam Hüseyin’in Klonlarıyla masum sivillerin aynı olduğu ve bizim Merhametimizi ve anlayışımızı hak etmediği yönünde koşullandırılmışız. Bu çok tehlikeli.
Sizce bu niye böyle?
Çünkü, basit bir biçimde, Hollywood ve medyanın sahipleri Siyonistler.
Siyonist olmak ne demek?
‘’Siyon‘’un kuruluşu için harcanan emekleri destekliyor olduğunuz anlamına gelir.
‘’Siyon‘’ nerededir ve nedir? ( Şimdi yazacaklarım gördüğünüz sürekli gözünüze sokulan, bildiğiniz ama ne için olduğunu kavrayamadığınız bilgiler içermektedir. Bu rolde Türkiye’nin önemi nereden kaynaklanmakta. Çünkü süper güç denilen, ülkelere karşı durabilecek nadir ülkelerden birisidir. Bu sebeple, her zamanki oyunları olan, farklılıkları göz önüne atarak ırk çatışması çıkartmaktadırlar.
Bu bilinen bir gerçektir ki hiçbir zaman, Türk soyundan gelen insanlar savaşlarda yenilseler bile gayretleri ve vatan sevgileri sonucunda her zaman zafere ulaşmışlardır. Burada Türkiye’nin rolü tahmininizden çok daha büyüktür. Şu an ki duruma bakacak olursak Doğu illerini Türk, Kürt diyerek ayrıştırmaya çalışmaktadırlar. Eğer bunu başarabilirseler vaad edilen toprakların en zor kısmını’da ele geçirmiş olacaklardır.)
Orijinal ismi ; Protocols of the Learned Elders of Zion ( Siyon’un yaşlı bilgelerinin tutanakları ) Burada geçen önemli notları size aktaralım. Bu Yahudi Mason ‘’ Siyon Yaşlıları’’nın kendilerini gördüğü kadar kötü ve şeytani hiçbir topluluk var olmamıştır. Deccal’i tanrısallaştırmışlardır ve sadece bir Deccal’in gelişinin korkusuyla bürünmüş dini akıllar tarafından ortaya çıkarılabilmiştir.
Siyon’un başkenti KUDÜS’tür. Ancak Siyon’un toprakları Mısır’da ki Nil nehrinden Türkiye’de ki Fırat nehrine kadar uzanmaktadır. ‘’ VAAD EDİLEN TOPRAKLAR ‘’ Demek ki Orta Asya’da.
Bu plana kim karşı çıkacaktır? Tabii o topraklarda yaşayan Araplar ve Türkler. Bunu biraz düşünün. Arapları ve Türkleri kötü adamlar olarak gösteren medyanın tesadüfen sahipleriler. Vaad edilen topraklar Orta Asya’da. Yapboz’un parçalarını birleştirin. İnsanlar günümüz olaylarını ve gelecekte olacaklar için belirli bir amaçla telkin edilmektedir.
Siyonistleri beklediği vaad edilen ülke Siyon’un kurulmasını sağlamak için. İsrail bayrağında iki uzanan bant ve altı uçlu yıldız. Uzanan bantlar, Nil ve Fırat nehrini temsil etmektedir. Yıldız ise İsrail ya da Siyon’da ki ortak alan anlamına gelmektedir. Bunu Amerikan hükümetinin vaazını verdiği Yeni Dünya Düzeni ve ‘’ Yeni Orta Asya’sına ne kadar uygun olduğunu görüyorsunuz? Arapların ve Müslümanların Hollywood ve medya neden böyle gösterildiğini şimdi anlıyor musunuz? Siyon ya, Savaş ya da görüş birliği ile kurulacaktır.
Nasıl bir görüş birliği?
O ülkelerin Liderlerinin tamamı ile Siyonistler tarafından denetlenmesi ile. Hiç emir’e hayır diyemeyecek kadar onların desteğine bağlı liderlerle.
Şimdide 1948’te İsrail’in kurulması ile Orta Asya’da olanları karşılaştıralım.
1. Mısır ; Mısır, 1979’da Washington’da bir anlaşma imzalamıştır. Lideri Siyonist emirleri uygularken yurttaşlarının acılarını izlemekle yetinmektedir.
2. Ürdün ; Ürdün kralı 1994’te İsrail’le anlaşma imzalar. Orta Asya’nın acı çekişini Siyonist emirlerini yerine getirirken izlemeye devam eder.
3. Suudi Arabistan ; Suut kraliyet ailesinin tahtının korunması karşılığında Amerika’nın en büyük müttefiki kalmıştır.
4. Filistin ; Filistin 1948’den beri barış nedir bilmedi.
5. Lübnan ; Yaklaşık 35 senedir barış nedir bilmedi.
6. Irak ; Nisan 2003’te ‘’ Nükleer Kitle imha silahları ve Teröre karşı savaş ‘’ Amerika’yı uygun bir biçimde Irak’ı işgal etmeye iter.
7. Türkiye, Kuzey Kore, Suriye ve İran, Siyonist plana karşı çıkan dört ülke ünlü ‘’ Kötülük Ekseni ‘’ listesinde kalmıştır.
Hiçbir gerçek Yahudi’nin paylaştıklarımdan dolayı suçu üstüne alacağını sanmıyorum. Gerçek Yahudiler şuna inanırlar.
Gerçek HAHAMLAR her zaman Siyonizm ve İsrail devletine karşı çıkmıştır.
Mazlum Yaşar’ın ufak tefek yorumları vardır. Yazıların kâhir ekseriyeti “The Arrivals” belgeselindendir.