Bazen susmak en güzel ifadedir. Susmalıyım diye düşünüyorum. Çabalamak boşuna. Ahir zamanın tüm fitneleri gözler önünde. Bu fitneye bulaşmayan ferd ve topluluk kaldı mı acaba? Zaman su gibi akıp gidiyor. Ayın kaçı olduğunu aklımda tutamaz oluyorum. Hakikatin dillendirildiği bir ortamda sevgi pıtırcıklarının anlamsız müdafaları beni ypruyor. Cevap veremiyorum artık. Şu ve ya bu kim olursa olsun, kimi severseniz sevin sonunda Alemlerin Rabbi olan ALLAH’a hesap vereceksiniz. Her amelimizden suala çekileceğiz. Sevdiklerimizden de. Taassublarımızdan da. Bakara suresinin 18. Ayetinde ki fitne yaşanıyor sanki. “Onlar) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönmezler.” Bu gruptakilerden olmayız inşALLAH. Biz müslümanların en büyük kabahati namaz kılana, ALLAH diyene çabuk kanmaktır. Kanıyoruz öyle yoldan geçene, ağaca çıkana, bisiklet sürene… İnanmak, dayanmak, kurtuluşa ermek için herhangi bir sebepten bir kahramana ihtiyaç duyuyoruz. Süper kahramanımız gelsede bizi kurtarsa. Hatta Kudüs’ü, Libya’yı, Suriye’yi, Irak’ı, Lübnan’ı ve Yemen’i vesair ihtiyaç olan tüm müslümanları kurtarsa. Bir kahraman gelse, bizim yerimize abdest alsa, namazlarımızı kılsa, oruçlarımızı tutsa, bizim için para kazansa ve zekat verse, yetimlerin başını okşasa, Hac için para verse, tüm yolları açsa bu kahraman ama biz hiçbir şey yapmasak. O bizim için herşeyi yapsa. Ne güzel olurdu. Ehli Bidati sustursa, oryantalistleri sustursa, Hadis inkarcılarına gereken cevabı verse vs. Bizim beklediğimiz kahraman öyle olmakı ki, mutfaktan bize su bile getirmeli. Sabah namazına bizim için kalkmalı. Sürekli kahraman ihtiyacımıza karşılık gördüğümüz ilk namaz kılan siyasiye vuruluyoruz. Aradığımız özellikler var onda aslında. Şimdi adam namaz kılıyor, e bizde namaz kılan kahraman arıyoruz. Biz kılmıyoruz ama o kılınca bizim üzerimizden kalkıyor borç. Oruçta tutuyor adam. Süper! Cenazelerde Aşrı Şerif okuyor. Ne güzel dimi! Bizler daha Kuranı Kerimi yüzünden okumaktan aciziz. O bizim yerimize bunları yapınca, bizim yapmamıza gerek kalmıyor. Sonra taassup öyle güzel ilerliyor ki, koca bir kalabalığa “Daha peygamber gelecek olsaydı bu olurdu” deniyor ama bir kişi hariç kimseden çıt çıkmıyor. Kurmayları Kuranın sureleriyle alay ediyor kimseden çıt yok! Sünnilik şiilik yoktur deniyor kimseden çıt yok! 1300-1400 sene evvelki hükümlerle olmaz bu iş deniyor kimseden çıt yok! Dört hırsız aklanıyor kimseden çıt yok! İbnelere yasal bazı haklar tanınıyor kimseden çıt yok! 19 Mart tezkerisini imzalıyorlar ve 3 milyona yakın müslümanın kanına ortak olunuyor kimseden çıt yok! Pazarda soğan 6₺ herkes başlıyor vaveylaya! Neden? Cebe dokundu çünkü. Din iman gitmiş önemli değil. Dedik ya o kahraman namaz kılıyor. Koskoca Türkiye’de ki Müslüman kitlenin çoğu seküler bir islam ve dünya görüşüne büründü. Şiştt! Önemli değil. Cebe değmesin. Ben bu misalleri fazlalaştırabilirim. Biz siyasilere kızıyoruz ama gerçekte kızmamız gereken, gerçekte suçlu olanlar bizleriz. Çıkarımıza dokunmadığı sürece hırsıza, arsıza, dolandırıcıya, yalancıya, zinacıya, rüşvetçiye, din düşmanına, dinimizi ifsad edene, imanımızı bulandırana ses etmeyiz. İslamın inanç kalelerini yıkmaya gayret edene susarız. Biz namaz kılmayız ama namaz kılan herkese bayılırız. Namaz kılan hırsızlık yapsa susarız. Namaz kılan rüşvet yese susarız. Namaz kılan adam kayırsa susarız. Namaz kılan yalan konuşsa susarız. Namaz kılan zina etse susarız. Namaz kılan piyango oynatsa ses etmeyiz. Namaz kılıyor ya, o na herşey mübah oluyor. Öyle değil mi dostlar? ? Bizler kendi sonumuzu kendimiz getireceğiz. Neden mi? ALLAH’ın haram dediklerini hafife aldık. ALLAH’ın helal dediklerinden uzaklaştık. ALLAH’ın emrettiklerini kulak arkası yaptık. ALLAH’ın dinini çağımıza göre değiştirmeye kalktık. ALLAH’ta bizleri helak edecek. ALLAH bu dini kimseye bozdurtmaz. İlahi garanti altında bu din. Sağcısı, solcusu, liberali, demokratı, fetöcüsü, köpocusu ve siyasal islamcısı, her kim ve kuruluş olursa olsun;”ALLAH DİNİNİ KORUYOR ARKADAŞ!!!” Dinde reform isteyenler kara listede! Dinde değiştirme isteyenler kara listede! Dinde ayıklama isteyenler kara listede! Ayetler değişmeli ve ya hafifletilmeli diyen fetöcü lanetlendi. Bunu bildiği halde göz yaşlarıyla her türlü gayri islami pisliği onaylarak “gelde bitsin bu hasret” diyenler de lanetlendi. Kızlarla oğlanları gucak gucağa dans ettirenleri, o pislik ortama Efendimiz (sav) yakıştıranları, “Hristiyanlıkta haktır, yahudilikte haktır” diyenleri, “La ilahe ilallah demek yeterlidir, Muhammed ‘ün rasulullah demek kemal mertebesidir”diyenleri, kiliselerde Efendimizin (sav) ismini zikretmeden ezan okuyanları, İslamda tahrif üzerine tahrif yapanları müdafaa ve yardım edenlerde lanetlendi. Fetih Suresinin 28. Ayeti kelimesinde Cenab-ı Hak, Hak ve Hidayetle gönderdiği dinini, Rasülünü beyan ediyor. Sen daha ne arıyorsun? Türkiye devleti gayri islami bir ahkamla, küfür ve şirk ahkamıyla yönetilen bir sisteme sahiptir. Başbakanın namazlı olması, TBMM’de çok önemli değildir. Anayasada da “Devletin dini İslamdır” ibaresini ekletmez. Milletvekillerinden çaycısına kadar herkes namaz kılsa ama devlet küfür ve şirk ahkamıyla idare olunsa neye yarar? “Din asıl, dünya ve siyaset feri’dir. (ayrıntıdır) Dünya ve siyaset dinin inkişafına alet olabilir. Fakat din, dünya ve menfaat ve siyasetine alet olamaz. Alet edenlere lanet vardır.” Bu şablondan şaşmayın derim. Bu ülkede ki siyasal islamcılara lanet vardır. Her zaman daha iyisi olsun diye daha kötüsüne müstehak oluyoruz. Neden? İslamı kendi şahsi ve siyasi çıkarlarına alet ediyorlar da ondan. Biz müslümanlarda bunları görmezden geliyoruz. Neden? Yukarıda da bahsettiğimiz üzere, çıkarcı olduğumuz için. Durun düşünün. Düşünün. Sonra tekrar düşünün. ALLAH’ın kullarına verdiği güzel bir fiil. Düşünmek. Bugün bu ülkede yaşanan olumlu ve olumsuz herşey bizlerin eseri. Biz bunlara müsade ediyoruz. Etraflıca düşünmüyoruz. Eyyamcı zihniyetle ihtiyaçlarımıza bakıyoruz. Yarınımız yok! Atalarımız hep gelecek nesillere yatırım yapmışlar. Bizim en büyük yatırımımız bir evi olsun merağıdır. Eğitimi olsun? Öğretimine önem verelim? Hayır! Politikacılarda bozuk sistemin ürünü. Düşünsenize hepsi içimizden çıktı. Hepsi Türk toplumunun aile yapısından, okulundan, lisesinden, üniversitesinden yetişti. George Carlin’in dediği gibi:”Çöp giriyor, çöp çıkıyor.” Temele inmeli, çekirdek aileyi düzenlemeliyiz. Biz müslümanlar, kahramanımızda aradığımız herşeyi önce kendimiz yapmalıyız. Bir baba ve bir anne olarak, bir komşu ve ya bir akraba ferdi olarak bizler yararlı olmalıyız. Kahramanı beklemektense, kahraman olmalıyız. Kudüs’e yemek gönderme! Battaniye gönderme! Kudüs’ün savaş araçlarına, yetişmiş elemanlara, mühimmata daha çok ihtiyacı var. Adamlar savaşıyor bizler kefen gönderiyoruz. Başka bir şey değil bu! Kökten çözüm odaklı bir yanaşım sergilemiyoruz. Devletimiz buna müsait değil. Siyasal İslamcı liderlerimiz için de siyasi argüman olmaktan çok ileri gidememiştir Kudüs. Bir Katar kadar değeri olmadığına canlı şahitlik yaptık. O zaman ne yapmalıyız sorusu akıllara geliyor! Kendini yetiştir! Kahraman ol. Çocuklarını kahraman olarak yetiştir. Sürekli asalaklar gibi yardım bekleyenlerden olmasın! Başkalarında görmekten zevk aldığın amelleri, önce kendin yap. Unutma! Bu amellerden her müslüman birey mesuldur. Mükellefdir! Büluğ çağına girmiş her müslümanın muhatabı Hz. ALLAH’dır! Kulunu mükellef tutar! Sadece kahramanı değil. Geceniz mübarek olsun. Selametle.
Subscribe to Updates
Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.