Hitler’e olan yatkınlığım onun Yahudileri yaktığı safsatasından dolayı değildir. Yahudileri yakmadığını sağır sultan duydu inandı lakin biz kendi milletimize bunun yalan olduğunu, yhudilerin kara propagandası olduğunu izah edemedik. Bugünün alevileri neden Yavuz Sultan Selim’i sevemez? Kara şii propagandası yüzünden! Propaganda işe yarar bir manüpile tekniğidir bence. Milyonlarca insanı yalana ikna eder. Hitler dünya tarihi açısından dönüm noktasıdır. 1. Cihan harbi islamı bitirmek için yapıldı. Milyonlarca müselman şehid edildi ve yüz binlerce km kare islam toprağı küfrün eline geçti. Yani Darül İslam’dan Darül harbe geçti. ? 2. Dünya Harbi yahudileri Filistin’e göçe zorlamakdı. Amacına da ulaştı. 2. Dünya harbine itilen bir lider vardı ve onun adı Adel Wolf Hitler’di. Bakınız, tarihi vakaları objektif bir şekilde ele almamız, hakikate ulaşmamız bakımından ehemniyetlidir. Hitler bir hakikattir ve bu hakikatin üzeri yalanlarla sıvanmıştır. Bu hakikatleri bilmek bize ne kazandırır demeyin! Vatikan tarihini İslam tarihi açısından ne kadar önemliyse, Hitler’in hakikati de müslümanlar için daha fazla önemlidir. Bugün Vatikan İslam dünyası için eskiden olduğu kadar tehlikeli değildir. Bugün tehlike gizli mahfillerde yeminler etmiş ve şeytana ibadet eden gizli topkuluklardır. Bunların adı mason, rotaryan ya da siyonisttir. Yahudi emeli için uğraş verirler. Müslümanlar Mehdi (as) beklediği gibi onlarda şeytanı beklerler. Bu gizli oluşumların devleti bir peynir kurdu gibi kemirdiğini sezip onlarla yükselip onları arkadan vurmak icap ettiğini sezmek, Adolf’lardan yalnızca birini Hitler yapar:). Şaka bir yana, orta asya ve kuzey afrika ve orta doğu müslümanları için Hitler, zamanın İslam devleti odaklarından daha fazla onlar için çalışmış, beynelmilel arenada Filistin’in gördüğü zulmü çatlarcasına anlatmıştır. Hitler, sovyet zulmü altında inim inim inleyen müslümanlarada yardım etmiştir. Ukrayna Hitler’in ordularını çiçeklerle karşılamıştır. Yahudi yaktığı felan yoktur. Kamplarda öldürdüğüde yoktur. Çeliği dantel gibi işleyen alman mühendisleri bir yana, gaz odaları diye yutturulmak istenen derme çatma odalar bir yana. Yalan, yalan söyler. Bunlar yalandır, dolandır. Hitler ordularının ayak bastığı yerlerde toplasanız yahudi sayısı asla altı milyona ulaşmadı. 6 milyon sayısı 1860’lardan itibaren Avrupa ve Amerika için bilinç altına sokulmuş yahudi kıyımının rakamı idi. Bunu nereden öğreniyoruz? Bunu, dönemin gazetelerinden rahatlıkla öğrenebiliyoruz. Bir kaçına misal verebiliriz. “
Soykırım Sözcüğünün 140 Yansıması & Nürnberg Denemeleri Başlamadan Önce 6,000,000 Sayısı” başlıklı internet sitemizde ki yazıdan bazı iktibaslar yapalım:” Tarihe göre sıralama:
1900: Originally Posted by Stephen S. Wise, New York Times, 11 Haziran 1900 Siyonizm lehine 6.000.000 canlının, kanamanın, acı çeken argümanların var.
1902
Originally Posted by Ansiklopedi, Britannica, 10. Baskı, 1902, sayfa 482
Rusya ve Romanya’da sistematik olarak bozulmuş altı milyon Yahudi var …
1903
Originally Posted the The Jewish Criterion (Pittsburgh), 18 Eylül 1903, sayfa 6
[…] altı milyon ezilmiş kardeşler.
1904
Originally Posted the The Jewish Criterion (Pittsburgh), 19 Şubat 1904, sayfa 2
[…] zulüm altında beş ya da altı milyon insan var olmuştu.
1904
The Jewish Criterion (Pittsburgh), 7 Ekim 1904, tarafından ilk alındı
[…] Altı milyon Rus, Rumman ve Galiçya Yahudisinin […] beş ila altı milyon insanı denizden naklettikleri kesin ve kesin kurtuluş.
1905
Originally Posted by New York Times, 29 Ocak, 1905
6.000.000 Yahudi’si ile özgür ve mutlu bir Rusya’nın muhtemelen Siyonizm’in sona ereceği anlamına geldiğini ilan etti, çünkü otokrasinin kaldırılması pratik olarak Siyonizmin varolduğu nedenleri ortadan kaldıracaktı.
1905
Originally Posted by New York Times, 1 Kasım 1905
1800-1902 yılları arasında 6.000.000 Yahudi ailenin Rusya’dan ihraç edilmesine yol açtı […]
1906
Originally Posted by New York Times, Mart 25, 1906
[…] Rusya’nın 6.000.000 Yahudisinin durumu ve geleceği, 12 Mart’ta Berlin’deki Orta Yahudi Yardım Birliği’nin Dr. Paul Nathan tarafından yapılan yıllık toplantısında yapıldı […]
1907
Originally Posted the The Jewish Criterion (Pittsburgh), 18 Ekim 1907, sayfa 13
[…] altı milyon insan göç edemez.
1908
İlk Mesaj Olan Deseret Evening News, 17 Mart 1908
[…] yoksulluk, açlık ve hastalık, şu anda o ülkedeki altı milyon Yahudiyi ve Roumania’yı kuşatan sıkıntılardır.
1908
Originally Posted by The Jewish Criterion (Pittsburgh), 7 Ağustos 1908
[…] altı milyon Rus Yahudisi ağlarken […]
1910
The Jewish Criterion (Pittsburgh) ‘un orijinali tarafından gönderildi , 4 Şubat 1910
STRAUS TARAFINDAN KAYDEDİLEN ALTI MİLYON BEBEKLER.
1911
Başlangıçta The Sionist Congress, 1911
[…] altı milyon insan için tamamen yok oluş […]
1911
Originally Posted the The Jewish Criterion (Pittsburgh), 18 Ağustos 1911, sayfa 14
Kısa süre sonra, her getto’da ateşli bir Rus vatanseverliği hüküm sürüyor ve ırkların erimesi başlıyor. Fakat beş ya da altı milyon Yahudinin bu emilimi […]
1911
The Jewish Criterion’ın (Pittsburgh) Başlangıç Tarihi: 25 Ağustos 1911
[…] Altı milyon Yahudi hala en korkunç boyunduruğun altına iniyor.
1911
The Jewish Criterion’ın (Pittsburgh) Orijinal Tezi, 1 Eylül 1911
[…] Düşüşe göre altı milyon yaratık […] hiçbir savaş insanlığın hayatını 6 milyonu yok etti.
1911
Originally Posted by New York Times, 31 Ekim 1911
Rusya’daki 6.000.000 Yahudi, sistematik zulüm ve zulüm için hukuk sürecinden dolayı seçildi.
1912
American Jewish Year Book 5672 yazan: 23 Eylül 1911 – 11 Eylül 1912), sayfa 308:
Rusya, 1890’dan beri, altı milyon insanını Yunan Kilisesi’ne üye olmayı reddetmekten başka bir sebeple kovmak veya yok etmek için kasıtlı bir planı kabul etti, ancak Yahudiler olarak kalmayı tercih ediyor.
1912
The Jewish Criterion’ın (Pittsburgh) orijinali tarafından gönderildi , 5 Ocak 1912
[…] Altı milyondan fazla Yahudi küçük kasaba ve köylerde ikamet ediyor, orada Şabat sorusu yok.
1914
Originally Posted the The Jewish Criterion (Pittsburgh), 10 Temmuz 1914, sayfa 9
[…] altı milyon Yahudi acı çekiyor […]
1914
Originally Posted New York Times, 2 Aralık 1914, sayfa 12
JEWS İÇİN YARDIM İÇİN İTİRAZ. […] 6. milyondan fazla Yahudinin […] Yahudi halkı üzerinde dokuz milyonun üzerinde savaşta olan ülkede yaşıyor ve bunların altı milyonu Polonya, Galiçya ve fiili savaş bölgelerinde yaşıyor. Rus sınırının tamamı.
1915
Originally Posted by New York Times, 14 Ocak 1915, sayfa 3
Bugün dünyada savaş alanının kalbinde 6.000.000’den fazla olan yaklaşık 13.000.000 Yahudi var; Yaşamları tehlikeye atılmış olan ve günümüzde her türlü acıyı ve üzüntüleri yaşayan Yahudiler […]
1915
The Jewish Criterion (Pittsburgh) ‘un orijinal yazısı 19 Mart 1915
Altı milyon insanın kölelik ve yasadışı yollardan en derin uçurumuna nasıl dökülmesinin anlayamayacağımız gerginliği gidermek olduğu.
1915
The Jewish Criterion’ın (Pittsburgh) orijinali tarafından gönderildi , 25 haziran 1915
Şu anda Rus alanlarında toplanan altı milyon Yahudinin imhası, iyi tanımlanmış ve sistematik bir biçimde sürüyor.
1915
Originally Posted by New York Tribün, 14 Ekim 1915
Türklerin Ermenilere yaptıkları, Rusya’nın altı milyon Yahudiye yaptıklarıyla karşılaştırıldığında, çocukların oyundur.
1915
Originally Posted by The Mercury, 4 Aralık 1915
[…] Günümüzde altı milyondan fazla Rus ve Polonyalı Yahudi, bu ırk nefretinin en kibirli kurbanı ve Almanya’nın inancına olan fanatikliği yansıtıyor […]
1916
Originally Posted by The Jews tarafından Doğu Savaşı Bölgesi, Amerikan Yahudi Komitesi, 1916
[…] Yahudi inancına bağlı sadece suçlu olan altı milyon insan hayatlarını tehlikeye atan ve sefalet içinde, sürekli katliam terörist olarak […] altı milyon ya da daha fazla olduğu tahmin ediliyor […] ] Bu altı milyon insandan […] altı milyon tutuklu bulunan bir tür hapishane […] En çok etkilenen kişiler, Rusya’nın altı milyon Yahudi […] Yahudiler sadık ve cesurlar ve En çok altı milyon konuyu düşmana dönüştürebilecek bir politika izlemek çok uygun değildir. […] Rusya’daki altı milyon Yahudi halen devam ediyor […] altı milyondan yaklaşık üçü […]
Ben bu örnekleri gazete manşetleri ile delillendirmeye muktedirim. Bu maneşetlerin taramaları şahsi arşivimizde mahfuzdur. Yahudi propagandası öyle şiddetlidir ki, yüzde yüz haklı olduğunuz davadan vazgeçersiniz ve onlara yardım edersiniz. Müthiş duygu sömürüsü yaparlar. Bugün dünyayı kasıp kavuran felsefi sistemler ve bu sistemlerin köleleştirdiği insanlar yahudilerin eseridir. Yahudiyle Hitler’in papaz olması 1933 yılına denk gelir. Seçimi kazanan Hitler başbakan olur ve yahudi bankerleri kovar. O zaman işin rengi değişir ve dünya kamu oyunda yahudiler Hitler’e savaş deklare ederler. Yıl 1933’dür. Savaşın resmi başlangıç tarihi her devlet için farklı olsada, Almanların Polonya’ya girmesiyle resmi başlangıcı kabul edilir. Lakin Almanların saldırmazlık anlaşması olduğu halde Polonya’ya saldırması yahudi belgesellerinde ballandırılarak anlatılır. Çünkü Hitler savaş meraklısıdır ve Polonya’ya girmesini kimse sorgulamaz. Bromberg katliamı Hitler’i provake etmek için yapıldı. Kanlı Pazar namıyle yapılan bu katliamda ölen Alman sayısı 65 bini geçmiştir. Bizim ırkdaşlarımızı katlettikleri için yanıp tutuşuyoruz, kınıyoruz lakin başka hiçbir şey yapmıyoruz. Burnumuzunda dibinde Müslüman kardeşlerimizi kurban boğazlar gibi boğazlıyorlar ve sadece 2003’den bu yana Irak’da üç milyonu geçkin dindaşımızı katlettiler bir şey yapamadık kınamakdan başka. Aslında yaptık pardon! 19 Mart 2003 tezkerisini gecenin 23’ünde imza ettik ve sabaha karşı incilikdeb savaş uçaklarının kalkmasını temin ettik. Kanda vebal böyle bir şey olda gerek. Hitler 65 alman için polonyayı yaktı. Bizler milyonlarca müslüman için KINIYORUZ!!! Kınamacı geldi!! Konumuz bu değil. Rusya’nın canice tavrına karşı Türkiye’yi bile müsafaa etti. Zamanın Rus dış işleri bakanı Molotovun çanakkale isteğini reddetti. Ortada zulüm var deyip duruyorsunuz. Asla ispat edilemeyen ve öldürüldü denilen yahudilerin cesetleri nerede? Yakıldıysalar külleri nerede? Bunların isimleri nerede? Altı milyon Yahudi almanyada nerede? Madem Hitler bunları öldürecekdi 1939’da Evian’da Yahudi mülteciler için konferans neden düzenlendi? Amerika kabul etmedi, ingiltere fransa ve diğer avrupa ülkeleri yahudileri kabul etmedi. Bunların Filistine göçmesi makbul dendi. Yani Hitler’in sebep olmasıyla Yahudileri filistine göçe zorladılar. İngiltere ve Fransa’ki bunları siyonist kuklası başkanlar yönetiyordu ve Rusya’nın polonyaya saldırılarına ses çıkartmıyorlardı. Hitler vatandaşları için saldırınca neden dğnyayı yıktılar? O zaman için islam dünyası güçsüzdü. Bir dünya savaşını belkide kaldıramazdı. ALLAH’u alem! Burada kaderin bir cilvesiyle, yılların siyonist hesabı tersine döndü ve umutları Hitler, onlara savaş ilan etti. İngilizi, fransızı ve belçika ve hollandayı dize getirdi. Dikkat edinki bu ülkeler islam coğrafyası için önemlidir. Şöyle ki bu ülkeler müslümanları sömürmekle meşguldürler. Hitler’in bunlara verdiği zaiyat ile müslümanların bir kısmı istiklallerine kavuşmuştur. Cezayir’in istiklali bile Hitler’in sayesindedir. Mehmet Şevket Eygi’nin bir gazete yazısını buraya iktibas etmek istiyorun:
“Kudüs Başmüftüsü Emin el-Hüseynî (Mehmed Şevket Eygi)
ESKİ Kudüs başmüftüsü Emin el-Hüseynî ile Arabistan’da görüşmüştüm. Güzel Türkçe konuşuyordu. Üzerinde Osmanlı tarzı sarılmış düzgün bir sarığı ve yine Osmanlı tarzı koyu renkli zarif cübbesi vardı. Gözleri açık renkti, sarışındı. Efsane bir şahsiyetti. Filistinlilerin başında onun gibi bir din aliminin ve mücahidin bulunmasını arzu ederim.
Netanyahu’nun, Yahudileri imha fikrini Hitler’e onun aşıladığını iddia etmesi hiçbir ciddî kaynağa dayanmayan saçma bir tezdir.
Hitler İkinci Dünya Savaşını kazanmış olsaydı, dünya ve bahusus İslam dünyası nasıl olurdu?
Hitler Türklere ve Araplara, Yahudilere ve Slavlara beslediği gibi bir düşmanlık beslemiyordu. Onun emelleri Ural dağlarına kadardı. Onun ötesinde ve Ortaasyada Almanyaya dost bağımsız Müslüman Türk devletleri kurulmasını planlamıştı.
İslam dünyasının İngiliz ve Fransız sömürgecilerinin elinden kurtulmasına taraftardı.
Türkiyedeki İslam karşıtı Kemalist rejimin yerine, tarihî devamlılık üzerine kurulu bir devlet istiyordu. Osmanlı saltanat ve hilafetinin geri gelmesini taraftar olduğunu tahmin ediyorum.
Bendeniz bir Müslüman olarak, ehven-i şerreyni tercih ederim.
Hitler Sovyetler Birliğini yıkabilseydi, Türk dünyası hür olacaktı.
Arap ve İslam dünyası da.
Hilafet yeniden kurulacaktı.
Filistin’de bir Yahudi devleti kurulamayacaktı.
Yeni kurulacak Türk devletleri ve Arap dünyası için Almanyanın uydusu olmak mı; yoksa Marksist Sovyetler Birliğinin, ABD’nın, İngilterenin sömürgesi olmak mı ehvendir? Hiç şüphe yok ki, Alman hegemonyası daha hafiftir.
Alman ordusu Kırım’ı aldığında orada yaşan Tatar Müslümanlara din hürriyeti vermişti. Rusların yıktığı, kapattığı camiler, medreseler yeniden açılmıştı, ibadet etmek, oruç tutmak, tesettür, din eğitimi serbest olmuştu.
Stalin Kırım’ı geri alınca, bütün Tatarları hayvan vagonlarına doldurup sürdü. Zavallıların yarısı yolda öldü. Müslüman Çeçenlere, İnguşlara da aynı zulmü ve vahşeti uyguladı.
Alman hegemonyası şer… Rus, ABD, İngiliz, Fransız, Siyonist hegemonyası da şer… Hangisi daha az ve daha hafif şerdir? Müslümanlar için elbette Hitler Almanyası daha hafiftir.
Yahudiler, Sabataistler, Kriptolar aynı fikirde değilmiş… Bu onların bileceği bir şeydir. Ben Müslüman olarak Hitler ile Stalini bir tutamam. Yaygaracılar beni Hitlerci olarak suçlamasın. Bir Müslüman olarak Nazizm ideolojisini benimsemem mümkün değildir.
Keşke Hitler galip gelseydi de,
Filistin’de bir Yahudi devleti kurulmasaydı,
Ortaasyada bağımsız Müslüman Türk devletleri kurulsaydı,
Türkiyede Hilafet ihya edilseydi, Anadolu Müslümanları İslam düşmanı faşist rejimin boyunduruğundan azad edilmiş, Arap ve İslam dünyası sömürgecilerin zulmünden kurtarılmış olsaydı.
Hitler ve Nazizm bir müddet sonra giderdi, Filistin kalırdı, Hilafet kalırdı…
Eski Kudüs başmüftüsü Emin el-Hüseynî hazretlerini rahmetle anıyorum. Yeri doldurulamadı. Ne de olsa onda Osmanlılık vardı.
26 Ekim 2015 – Milli Gazete” Şimdi aynı Mehmet Şevket Eygi’nin 1997’de İstanbul’da gerçekleştirilen “Fazlurrahman Toplantısı” ile alakalı yazısını iktibas edeceğim:” ÖNÜMDE büyük boy, ciltli, iyi kağıda basılmış 360 sayfalık bir kitap var.
İsmi: “İslâm ve Modernizm. Fazlur Rahman Tecrübesi.” 1997 de İstanbul da 2000 adet bastırılmış.
Bastıran: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı.
Sunuş yazısını o zaman Belediye Başkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan yazmış. Şu cümlelerle başlıyor.
“Kardeş Pakistan ın yetiştirdiği büyük bilim adamı ve düşünür Fazlur Rahman, İslâm dünyasında olduğu kadar Batı da da önemsenen, düşünce ve tezleri üzerinde geniş tartışmalar açılan bir şahsiyettir. Düşünce hayatıyla yakından ilgilenenler merhum Fazlur Rahman ın Türkiye de ne büyük bir etkiye sahip olduğunu bilirler. Fazlur Rahman ı hararetle savunan öğrencileri ve izleyicileri olduğu gibi, ona şiddetli muhalefet gösterenler de var.”
İstanbul Belediyesi 22-23 Şubat 1997 de bir Fazlur Rahman toplantısı tertiplemiş. Buna yabancı uzmanlar da çağrılmış, her gün dört oturum yapılmış, yekun olarak sekiz oturumda otuz kadar tebliğ okunmuş.
Bu kitap, Tarihsellik ekolü veya fırkası denilen bid at cereyanının kurucusu olan Pakistanlı Fazlur Rahman ın Ehl-i Sünnete uymayan fikir, inanç ve görüşlerinin bir nevi tanıtım ve savunmasıdır.
O Fazlur Rahman ki, kendi ülkesinde binden fazla din alimi, fakih, müftü, müderris tarafından protesto edilmiş ve kovulmuştur. Kitabın başında Prof. Mehmet S. Aydın ın bir takrizi (övgüsü) yeralıyor.
Benim bildiğim kadarıyla şu anda Ankara İlahiyat Fakültesi Fazlur Rahman ın yoluna girmiştir.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, hürmet ve itimat ettiği muhterem Emin Saraç hocaefendiye sormuş olsaydı, Fazlur Rahman ın kim olduğunu, mahiyetini, içyüzünü öğrenmiş olurdu.
Ben bir Ehl-i SünnetMüslümanı olarak Fazlur Rahman ı hiç tutmam ve sevmem. Çünkü onun tarihsellik tezi kabul edilirse ortada din diye bir şey kalmaz. O tarihsel, bırak, bu tarihsel boş ver; geriye Yahudilerin ve Haçlıların istediği ılımlı, light, evcil, sulandırılmış bir İslâm kalır. (Diyalog İslâm ı…)
Türkiye yi ve İslâm dünyasını kurtaracak yol, zihniyet, tez; yirminci asırda Ehl-i Sünnet İslâmlığının bayraktarlığını yapmış olan Şeyhülislâm Mustafa Sabri, Düzceli Muhammed Zahid el-Kevserî gibi icazetli gerçek hocaların zihniyetidir.
Fazlur Rahman, kelamcıların incelemesi, tahlil etmesi ve yanlışlarını ortaya koyması gereken bozuk bir fırka kurmuştur. Bu fırkanın, Türkiye de çoğunluğu oluşturan Sünnî Müslümanlara bozuk olduğunun bildirilmesi ve başta inançlı aydınlar olmak üzere halkın uyarılması gerekmektedir.
İstanbul BüyükşehirBelediyesi bu Fazlur Rahman toplantısı için kimbilir ne büyük masraflar etti. Dış ülkelerden gelenlerin uçak, beş yıldızlı otel masrafları, ziyafetler, hediyeler vs… Keşke bu paralarla bir Ehl-i Sünnet büyüğü tanıtılmış olsaydı. Ne kadar faydalı ve hayırlı olurdu.
Ehl-i Sünnet i Savunmak Her Müslümanın Vazifesidir
MÜSLÜMAN bir gazeteci, okur-yazar olarak niçin Ehl-i Sünnet i destekliyorum, savunuyorum
Çünkü böyle bir destekleme ve savunma benim vazifemdir.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığı Kur ân a, Sünnet e; Allah ın rızasına, sevgili Peygamberimizin (salat ve selam olsun O na) bize bıraktığı mirasa uygun Müslümanlıktır.
Ehl-i Sünnet Asr-ı Saadet le bizim aramızdaki devamlılıktır. Onda kopukluk olmasını istemeyiz.
Ehl-i Sünnet ana caddedir. Kardeşlerimizin bu ana caddeyi bırakıp patikalara, çıkmaz sokaklara, dar ve ulaştırmaz yollara sapmalarını istemeyiz.
Ehl-i Sünnet İmamı Azam Ebu Hanife nin, İmamı Mâlik in, İmamı Şafiî nin, İmamı Ahmed ibn Hanbel in bize anlattığı dindir.
Kurdukları fıkıh sistemleri devam etmemiş olan onlarca büyük müctehid efendilerimizin yoludur.
Ehl-i Sünnet Ashab-ı Kiram efendilerimizin yoludur.
Ehl-i Sünnet Selef-i Sâlihîn efendilerimizin yoludur.
Ehl-i Sünnet Tâbiîn efendilerimizin yoludur.
Ehl-i Sünnet âmil ve rabbanî, gerçek ve icazetli ulemanın yoludur.
Ehl-i Sünnet büyük müfessirlerin yoludur.
Ehl-i Sünnet büyük muhaddislerin yoludur.
Ehl-i Sünnet orta İslâm yoludur.
Ehl-i Sünnet akl-ı selimin ışığında vahye ve sünnete dayalı İslâm dır.
Ehl-i Sünnet on dört asırlık icma-i ümmet yoludur.
Ehl-i Sünnet evliyaullah ın yoludur.
Ehl-i Sünnet İmamı Buharî lerin ve diğer büyük hadîs imamlarının, Gazalîlerin, Abdülkadir Geylanî lerin, İmamı Süyutî lerin, İmamı Şaranî lerin, Muhyiddin ibn Arabî lerin, İmamı Birgivî lerin, Şah Muhammed Bahaüddin Nakşibendî lerin, Ahmed er-Rufaî lerin, Mevlana Celalüddin lerin, Ahmed Yesevî lerin, İmamı Rabbanî lerin ve diğer bütün büyüklerin yoludur.
Ehl-i Sünnet gavsların, kutubların, ebdalların, nücebanın, nükebanın ve diğer ruhaniyet büyüklerinin yoludur.
Ehl-i Sünnet Selahaddin lerin, İmamı Şamil lerin, Emîr Abdülkadir Cezairî lerin yoludur.
Ehl-i Sünnet Ahmed Zeynî Dahlan ların, Yusuf İsmail Nebhanî lerin, Şeyhülislâm Mustafa Sabri lerin, Zahid el-Kevserî lerin yoludur.
Ehl-i Sünnet Said-i Okur (Nursi)’un, Erbilli Esad Efendi nin, Abdülhakim Arvasî nin, Süleyman Hilmi Tunahan Efendi hazretlerinin ve benzeri meşayihin yoludur.
Elbette bir Müslüman olarak bu mübarek ve feyizli ve nurlu yolu tutacağım, bu yolu savunacağım ve destekleyeceğim.
Bu yola karşı olanlarla, bu yolu kapatmak isteyenlerle, bu yola düşmanlık edenlerle en güzel, meşru ve uygun şekilde münazara etmek benim vazifemdir.
Yüce Kur ân ımızın cahiller, icazetli müfessir olmayanlar, kötü niyetliler tarafından re ye, heva ve hevese dayalı olarak yanlış şekilde yorumlanmasına elbette karşı çıkacağım ve halkı uyaracağım.
Ehl-i Sünnet i savunmak sadece ulemanın işi ve vazifesi değildir, bütün Müslümanların vazifesidir.
Ulema ilim ile ulema sınıfına dahil olmayanlar da akıllarının ve kültürlerinin yettiği derecede gerçekleri açıklayarak bu hizmet ve vazifeyi ifa ve eda ederler.
Ehl-i Sünnet yıkılmasın, darbelenmesin, halkın ve gençliğin bir kısmı aldatılmasın. Gayemiz budur.
y Yazar Mehmed Şevket Eygi –02 Aralık 2008 “
Hitler’e zalim demek abesle iştigaldir. Ukrayna’lıların alman ordularını çiçeklerle karşıladıklarını söyledim. 1932-1933 yılları arasında Stalin tarım reformu adı altında 11 milyona yakın Ukrayna’lı sivili açlığa terk ederek öldürmüştür, katletmiştir. Tarihe “Holo-domor Katliamı” olarak düşmüştür. Bugün aklı kıt Türkiye sosyalistleri bu hakikati kabul etmezler. Mesnedsiz bir şekilde zırvalarlar. Neden yaşayan bir diktatör Stalin’e değil de Hitler beyefendiye benzetilir. Şuur altı yahudi propagandasını yediğimiz için. Mao kimsenin aklına gelmez bile. Ben Hitler’i, cesareti, doğruluğu ve Müslümanlara yardım ettiği için seviyorum. Kafir seviciliği için bana küfrü yakıştıran arkadaşlardan şunlara cevap istiyorum:Kadir Mısıroğlu fransız kafir olan piere lottiyi över ve sever! Reddiye yaptınız mı? Abdülhamid Han hazretlerinin padişahlığı müddetince görev verdiği gayri müslim paşaları listeliyorum:” Mavroyani Paşa, Sertabip ve Doktor. İlk Wasigton elçisi Edward Blak (Bulak) Bey. Aleksandr Karateodori Paşa, Hariciye Nazırı. Hazine-i Hassa Nazırları; Ocak 1880 : Agop Ohanes Kazazyan
Ekim 1891 : Mikail Portakalyan Efendi
Kasım 1897 : Ohanes Sakız Efendi. Nafîa Nazırları: Ağustos 1877 : Ohanes Çamiç Efendi
Haziran 1878 : Aleksandr Karateodori Paşa
30 Kasım 1878 : Ohanes Çamiç Efendi. Orman ve Maadin Nazırları: 7 Ağustos 1908 : Mavrokordato Efendi
4 Mayıs 1909 : Aristidi Paşa. Ticaret ve Ziraat Nazırları: Haziran 1880 : Bedros Kuyumcuyan Efendi, 7 Ağustos 1908 : Gabriel Noradonkyan Efendi. Sisam Beyleri
Mayıs 1874 : Kostaki Fotiadis Bey
Mart 1879 : Kostaki Adosides Paşa
Mayıs 1885 : Aleksander Karateodori Paşa
Aralık 1894 : Jorj Beroviç Paşa
Temmuz 1896 : Stefan Musurus Paşa
Şubat 1899 : Kostaki Vayanis Efendi
1 Ağustos 1900 : Mişel Gregoriyadis Bey
1 Mart 1902 : Aleksander Mavroyeni Bey
1 Temmuz 1904 : Yanko Vitinos Bey
1 Temmuz 1906 : Kostaki Karateodori Paşa
1 Ağustos 1907 : Yorgi Yorgiadis Efendi
1 Aralık 1907 : Andrea Kopasis Efendi
Şarkî Rumeli Valileri
Temmuz 1878 : Sava Paşa
Ocak 1879 : Aleko Vogorides Paşa
Mayıs 1884 : Gavril Paşa Hristoiç
Şubat 1886 : Alexandre de Battenberg
Ağustos 1887 : Ferdinand de Saxe-Cobourg et Gotha. VI. Yurtdışı Temsilcileri
Atina
Kasım 1874 : Y. Fotiades Bey. Temmuz 1892 : Gobdan Efendi. Belgrad: 1 Eylül 1908 : Azaryan Efendi. Brüksel
Temmuz 1875 : E. Karatodri Efendi. Bükreş: Mayıs 1890 : Blak Bey. Lahey: Ekim 1881 : Yanko Karaca. 1 Kasım 1909 : Aristarki Bey. Londra: Ocak 1896 : Antopulo Paşa
1 Aralık 1902 : S. Musurus Paşa. Roma: Aralık 1880 : S. Musurus Bey
Şubat 1886 : Y. Fotiades Bey. Sofya: Kasım 1885 : Nikola Gobdan Efendi. Viyana
Mayıs 1876 : A. Vogorides Paşa. Washington
Temmuz 1873 : L. Aristarki Bey. Aralık 1886 : A. Mavroyeni Bey. (Kaynakça: KUNERALP, Sinan, Son Dönem Osmanlı Erkan ve Ricali, Prosopografik Rehber, İstanbul:
İsis Yayınları, 1999.) Abdülhamid Han hazretleri küfre düşmüş müdür? Bazı ilmi siyasetten uzak aklı evvellerin beni tahkir etmek amacıyla yazdıklarına binaen Abdülhamid Han hazretleri kafir mi oluyor? Peygamber Efendimiz(sav) neden bir müşriği övmüştür? “Peygamber efendimizin adaletini örnek gösterdiği hükümdâr: NÛŞİREVÂN
“Reayaya ve Allah’ın kullarına iyi muamele ediniz. Hak olan vergiden başka almayınız. Zayıfları incitmeyiniz, alimlere saygı gösteriniz. Yüce Allah’a şükr ediniz.”
Tarihin âlim, şair, adil ve hakîm olarak kaydettiği birçok meşhur şahsiyetlerle birlikte zenginliği, cömertliği, adaleti ve cesareti efsane haline gelmiş kahramanların adları edebiyatçılarımızın dilinde sık sık geçer. Şöhretlerine sebep olan hususiyetlerine telmihler yapılır. Kendi zamanlarındaki bir hükümdarı övmek mi istiyorlar geçmiş zamanda o işi kılmış bir kahramanı misal verirler. Kendi dönemlerinde birisi yanlış bir iş mi yaptı geçmiş dönemde o kötü çığın açan da zikredilir.
Nitekim bir hükümdar adaleti sebebiyle övülmek istenirse genelde karşılaştırılan zat Sasanî hükümdarlarından Nûşirevân (Nuşirvan- Anuşirvan)’dır’. Övülen zat her dönemde değişse de Nûşirevân’ın adı baki kalmıştır.
İşte ona atıfta bulunulan bazı beyitler.
Kanuni Sultan Süleyman övülürken
Neseble nâşır-ı şer’ü haseble hâmi-i sünnet
Adilde reşk-i Nuşirvan sahada gayreti hâtem şükrî
Hazret-i Sultan Süleymân-ı selimül-kalb kim
Hırmeninde adlinün Nûşirevân’dur hûşe-çin
Hayâlî
Yavuz Sultan Selim Han övülürken de;
Nâmı Nûşirevân-ı unutdurdı adl ü dâd ile
Şimdi ağızlarda adı dâdıdur Nûşirevân
Kemalpaşa-zâde
denilmiştir.
Ancak hakkında bir söz var ki kıymeti cihan değer… Nûşirevân şayet hayatta olsaydı da bu cümleyi işitseydi sevinci doğudan batıya herkesçe işitilirdi. İki cihan serveri Resulullah efendimiz: “Ben âdil sultan zamanında dünyaya geldim” buyurarak onun adaletini övmüştür. Peygamber efendimizin övgüsüne mazhar olan hiç unutulur mu?” (Kaynak: http://ahmetsimsirgil.com/nusirevan/ ) Reddül Muhtar da:” Bir kafir için diğer kafir saha hayırlıdır demek küfür olur.” İbaresi, bana yaftalamak istediğiniz küfrü, farklı mercilerede çekebilir. Kafanıza göre tevil yapmayınız.
Ben bu mevzuyu uzun uzadıya işlerim lakin siz okumaya sabredemezsiniz, ben de yazmaya. Selametle kalın.